Hokka Burunların Evrimi

Yaşadığımız coğrafyanın neredeyse en popüler estetik operasyonu nedir diye sorarsanız cevabı şüphesiz burun estetiği olur!! Dünyada bu operasyonun en çok yapıldığı iki ülkeden, biri baba vatanım Türkiye, diğeri anne diyarım İran. Peki, madem burun estetiği bu bölgelerde bu kadar yaygın yapılıyor, neden bu kadar sık sorunlu burun estetiği sonuçları çıkıyor karşımıza? Neden sokaklar “ben ameliyatlı bir burnum” diye bağıran “yürüyen kayak pistleri” ile dolu? Bunun cevabı aslında çok basit: burun estetiği oldukça komplike bir cerrahi operasyondur. Kişinin yüz oranları, beklentileri, yöresel çeşitlilik ve bir bütün olarak güzellik kavramlarının değerlendirilmesi ve burun estetiği operasyonun kişiye özel planlanması gerekir.

 

İdeal Burun

Peki “ideal burun” nedir? Her hastanın ilk muayenesinde kendime en sık sorduğum soru budur. Ancak küçük bir farkla: “bu yüz için en ideal burun” nedir? Tamam, sonuçta kemer alınmalı, burun ucu şekillendirilerek kaldırılmalı vs vs. İşte ben bunlara “üniformalı burunlar” diyorum! Tek tip, burun sırtı hafif kavisli, ucu hokka gibi kaldırılmış, “mükemmel” burunlar!! Öyleyse nereden anlaşılıyor “estetik” olduğu? Çünkü o yüze olmamış!

Plastik ve estetik cerrahide yüz güzelliğini değerlendirirken, birçok estetik oran ve güzellik kavramı tarif edilmiştir. Altın oran (fi sayısı), 3’ler kuralı, 5’ler kuralı, simetriler, asimetriler ve pek çok kural daha. Çoğunluğun düşündüğünün aksine, “güzellik” simetride değil asimetri de gizlidir. Tam simetrik bir yüz hiçbir zaman güzel değildir. Göze hoş, çekici ve güzel gelen nesneler genelde hafif asimetriler içeren şekil ve paternlerdir. Yüz estetiğinde de bu son derece geçerlidir. Peki ya burnumuz? Yüzün ortasında duran “tek” bir organ? İşte bütün mesele, bu simetri savaşında burnu dahil edebilmektir! İşe o zaman güzel bir “burun” değil, güzel bir “yüz” den bahsedebiliriz.

 

Kemer Alınsın, Ucu Değişmesin!

“Ucu değişmeden kemeri alalım”; “burun ucunu kaldıralım ama çok değil”; “burnum değişsin ama yüzüm değişmesin”. Bunlar burun estetiği konsültasyonlarında sıklıkla duyduğum cümlelerin bazıları. Kimi kemerinden şikayetçi, kimi burun ucu düşüklüğünden. Kimi eğriliğin farkında değil, kimi derisinin kalınlığından habersiz. Bir burun estetiği operasyonu planlarken, burun mutlaka tüm yüz unsurlarıyla beraber değerlendirilerek, mevcut burun anatomisinde yapılacak değişikliklerin sonuçlarını öngörmek gerekir. Burun sırtının uzunluğu, açısı, alın ile ilişkisi, kavisi, genişliği, burun ucuyla oranı, burun ucunun genişliği, kalkıklığı, üst dudak ile ilişkisi, güzel ve doğal bir sonuç elde etmek için hepsi birbiriyle orantılı olmalıdır.

 

Dinamik Rinoplasti

Bir çok kişiye göre burun ‘statik’ yani hareketsiz bir organdır. Klasik rinoplasti ameliyatlarında da bu konsepte dayanarak bir çok kemik ve kıkırdak şekillendirildikten sonra birbirine dikilir, ve bu nedenle çoğu burun, ameliyat sonrası sert ve hareketsiz bir kıvamda olur. Burun aslında hareketsiz bir organ değil, tam tersine gayet hareketli ‘dinamik’ bir organdır. Tüm yüz mimiklerimizde, gülerken, ağlarken, konuşurken, nefes alırken, burun hareket eder. Anatomisine baktığımızda, burun sadece kemik ve kıkırdaktan oluşmaz, aralarında yoğun ve dinamik bir kas, sinir ve damar ağından oluşan bir yumuşak doku komponenti mevcut. Ve bu yumuşak doku, tüm kıkırdakları ve kemikleri bir arada tutarak aynı zamanda burnun hareketli ve ‘canlı’ olmasını sağlar. “Dinamik rinoplasti” diye tarif ettiğim yaklaşımda, ameliyatta kemik ve kıkırdakları şekillendirirken, bu yumuşak dokular koruyarak (preservation) operasyon gerçekleştirilirse, burun, ameliyat sonrası yüze “sonradan tutturulmuş” bir nesneden ziyade, orijinal anatomisine ve dinamiğine sahip güzel bir yapı şeklinde kalır.

 

Hokka Gibi Burnu Var!

Kadınlar için daha feminen, erkekler için daha maskülen bir burun ameliyatı yapmak olmalı ilk hedefimiz. Ve bunu yaparken de önceliğimiz, burnu sonsuza dek bir heykele çevirmemek olmalı. Hokka gibi olsun, ama “ameliyatlı” görünümlü olmasın yüzün en ortasındaki bu tek organ! Kısacası yüzüne “bakılabilsin” olmalı ilk hedefimiz!

Burun estetiği operasyonu her ne kadar standart birtakım işlemlerden oluşuyorsa, her insanın yüz anatomisi, oranları, güzellik anlayışı ve beklentisi farklıdır. Bu sebeple burun estetiği operasyonu, kişinin yüzü, burnu, ağzı, gözleri, alnı, çenesi, gülüşü, bakışı, beklentisi, düşüncesi, psikolojisi, hayata ve kendine bakışı ve güzellik anlayışını değerlendirerek planlanmalı. Günün sonunda, sokakta “burnun estetik mi?” sorusuna maruz kalmadan, “ne güzel, hokka gibi burnun var!” cümlesini duymaya alıştırmak olmalı hedefimiz.