Şarabın Sırrı

Doğada insanoğlunun gözü önünde her yıl yeniden dirilenlerin en ilginci asma olmalı. Sonbaharda meyvesini verdikten sonra yapraklarını döküyor, çırılçıplak bir çalı haline geliyor, ilkbaharda yaprakları ve çiçekleriyle yeniden doğuyor, sonbahara doğru dolgun salkımlı meyvelerini veriyor, sonra yeniden ölüyor. Sırrı ne? Bunda bir kutsallık yok mu? Ya meyvesinin suyuna ne demeli? Bir kaba konduğunda durduğu gibi durmuyor, hareketleniyor, köpürüyor, rengini değiştiriyor, kabarcık çıkarıyor, içersen seni de değiştiriyor ve geçici de olsa başka bir insan yapıyor. Sırrı ne? Bu sıvıda bir kutsallık yok mu ?

Şarap (kutsal sıvı) üzümden, üzüm asmadan (kutsal bitki) çıkıyor, kutsal asma ise topraktan, o zaman her şeyin yaratıcısı “Toprak Ana” ve tüm verimlilik ve bereket ona ait. Toprak ana, kadın, yumuşatıcı, uygarlaştırıcı, bereket… Şarap işte bu!

İnsanoğlu bazen sevdalarını bazen de kadehlerini paylaşmış şarapla. Yerinde, zamanında ve ölçüsünde alındığı zaman dertlerine de deva olmuş, içmesini bilmeyeni de pişman etmiş. Ufuklarını açmış, tutkularını alevlendirmiş, bazen üzmüş, bazen de başına felaketler açmış. Bazı zamanlar dinsel algılanmış, hatta şarap tanrıları bile yaratılmış. Hıristiyanlar, şarabı “İsa’nın kanı, Tanrı’nın lütfu” olarak kabul etmiş. İncil’de ise şaraptan şöyle bahsedilmiş:

Nuh Peygamber, büyük tufandan sonra hayvanları ile Ağrı Dağı’nda yaşamaya başlamış. Civara otlamaya giden hayvanlardan keçisinin, bir gün olağanüstü neşeli döndüğünü görmüş. Bu hal günlerce devam edince Nuh Peygamber keçisinin peşinden giderek, bu durumun yediği bir meyveden kaynaklandığını keşfetmiş. Kendisi de bu meyveyi çok beğenmiş ve hayatı pespembe gösteren üzüm suyunun müptelası olmuş. Nuh Peygamber’i mutlu gören şeytan, onun neşesini kıskanarak, alevli nefesi ile asmaları kurutmuş. Nuh Peygamber üzüntüsünden yataklara düşünce, şeytan insafa gelerek, bu meyveyi yeniden canlandırmak için ne yapılması gerektiğini söylemiş. Eğer meyvenin kökü açılır ve hayvanlardan yedi tanesinin kanı ile sulanırsa, asma canlanacaktır. Aslan, kaplan, köpek, ayı, horoz, saksağan ve tilkinin kanı ile, üzüm sulanmış ve bir yıl sonra bitki tekrar canlanmış, yaprak ve meyve vermeye başlamış.”

İşte bu nedenden dolayı efsaneye göre, şarapla sarhoş olan kimsenin davranışları bu yedi hayvanın karakterini taşıyan haller görülür. Kâh aslan gibi cesur, kâh kaplan gibi yırtıcı, ayı gibi kuvvetli, köpek kadar kavgacı, horoz gibi gürültücü, tilki gibi kurnaz, saksağan gibi geveze olurlar.

Sonuçta güzel bakmalı insan hayata. Güzel yaşamalı. Güzel görünmeli, güzel konuşmalı. Ne de olsa, güzel bakan güzel görür… güzel gören güzel yapar! Şarap gibi yaşlanın, yıllandıkça güzelleşin… gerek olursa birkaç estetik dokunuş ta benden!!

 

Ali Rıza Öreroğlu

International Wine & Spirits Academy (IWSA)
WSET Level 1 Award in Wines 2015
WSET Level 2 Award in Wines & Spirits 2016