Vücut Şekillendirme Uygulamasında İz Kalır Mı?

Estetik cerrahi alanında vücut şekillendirmeden bahsedildiğinde, akla liposuction, yağ enjeksiyonu, karın germe, kol germe, bacak germe, sırt germe gibi operasyonlar gelir.  Bu operasyonlar genelde vücuttaki yağ ve deri fazlasının alınmasına yönelik olup, vücuda daha belirgin, iyi orantılı hatlar sağlamak amacıyla gerçekleştirilirler.

Liposuction ve karın germe ameliyatı gibi vücut şekillendirme prosedürleri, kilo kaybı, hamilelik veya yaşlanma nedeniyle az miktarlarda bölgesel yağ birikintilerinin oluşması sonrası daha genç, hatları belirgin silüetlerini geri kazanmak isteyen kişiler için oldukça etkili sonuçlar verebilmektedirler. Vücut kıvrımları kişinin daha iyi görünmesini ve hissetmesini sağlayabilirken, bunların oluşturulduğu cerrahi operasyonlar sonucu oluşabilecek izlerden de bahsetmek mümkündür.

En çok gerçekleştirilen estetik cerrahi ve vücut şekillendirme operasyonlarından olan liposuction için operasyon sonrası kalacak pek bir iz söz konusu olmayacaktır. Liposuction operasyonları deri üzerine yapılan çok küçük kesiler üzerinden liposuction kanülünün girişiyle yapılır. Dolasıyla, kesiler çok küçük olduğu üzere operasyon sonrasında genelde pek bir iz oluşmaz, bazen ise genel cilt renginden daha koyu ya da kabarık ufak izler oluşabilmektedir. Unutmamak gerekir ki bir ameliyat sonrasındaki iz oluşumunda en önemli etkenlerden biri hastanın bireysel cilt yapısıdır.

Deri ve doku fazlalarının alındığı karın germe, kol germe, bacak germe gibi operasyonlar için ise durum biraz daha farklıdır. Yara izlerinin büyüklüğü, operasyon için gereken kesilerin uzunluğu ile belirlenir. Karın germe operasyonlarında, karındaki fazla derinin ve yağın alınması için külot çizgisinin altına kolayca gizlenebilen, karın üzerinde yatay bir kesi yapılarak gerçekleştirilir. Kol germe opersayonlarında genelde kolların uzunlamasına kesiler yapılır. İç bacak germe ameliyatlarında ise belirlenecek prosedüre göre yatay ya da dikey kesiler yapılabilmektedir.

Özetlemek gerekirse, vücut şekillendirme uygulamalarından sonra oluşabilecek yara izleri, yapılacak kesilerle alakalıdır. Operasyonlardan sonra kalacak izlerin belirginliğine etki eden en önemli faktörlerden birinin de ameliyatı olacak kişinin bireysel cilt yapısı olduğunu unutmamak gerekir. Kimilerinin yapısı hızlı iyileşme ve az yara izi dokusu oluşumuna yatkın olabilirken, bazı kişilerin yapısı ise daha geç iyileşmeye ve daha fazla yara izi dokusu oluşumuna yatkın olmaktadır. Nadir de olsa ileri seviyelerde bu hipertrofik yara izlerine (geniş, etli, kalkık yara izlerine) veya keliodlere (aşırı büyüyen ve büyümeye devam edebilen, pembe/kırmızı renklere dönüşebilen, kalkık, etli yara izlerine) dönüşebilmektedir. Fakat kişinin genetik yapısında böyle bir durum yoksa, diğer etkenler de elverişli durumda ise, oluşacak yara izleri zamanla oldukça azalarak fark edilmesi zor hale gelebilmektedir. Bu süre 1 yılı bulabilir ve yara izini güneşten korumak önemlidir. Sağlıklı beslenme ile bazı krem ve jeller de yara izlerinin iyileşip, belirsiz hale gelmelerine katkı sağlamaktadır.